

Yönetmen: Nuri Akıncı
Senaryo: Yılmaz Güney
Yapımcı: Nuri Akıncı
Görüntü Yönetmeni: Cezmi Ar
Eser: Esat Mahmut Karakurt
Tür: Macera
Oyuncular: Yılmaz Güney, Nebahat Çehre, Ahmet Tarık Tekçe, Remzi Jöntürk, Barbaros Erbeşler, Suzan Uçaner, Ahmet Kostarika
Konu: Büyük toprak sahibi Kerimoğlu'nun (Ahmet Tarık Tekçe) oğlu, fakir bir köylü kızı olan Cemile'ye (Nebahat Çehre) âşıktır. Âşık delikanlı, sevdalandığı kızı istetmek için babasını gönderir. Ancak kızın delikanlıda gözü yoktur, ağaya ret cevabı verir. Kerimoğlu bu olumsuz cevap karşısında kızar, oğlunu teselli eder. Kerimoğlu düşünür taşınır, bir çaresini bul-maya çalışır. Sonunda kararını verir. Cemile kaçırılacaktır. O yörenin en babayiğit efesi olan Kamalıyı (Yılmaz Güney) huzuruna çağırtır. Bu görev onundur. Kamalı Efe, Cemileyi ağanın oğluna kaçıracaktır. Ne var ki elin namuslu kızını kaçırmak yiğitliğe ters düşer. Ama çaresizdir. Çünkü, yiğit delikanlının Kerimoğlu'na bir can borcu vardır. Geçmişteki 'vefa borcunu ödemek zorunda olduğundan, bu teklife 'hayır' diyemez. Kamalı Efe, yanma adamlarını alarak Cemile'yi kaçırır. Bir dağ yamacında Kerimoğlu'nu bekler. Ağa adamlarıyla gelir. Cemile, Kamalıya, "Beni gönderme," diye yalvarır. Ama o, sözünü yerine getirmek zorundadır. Kızı gönderir. Cemile, ağanın adamları arasında direnir, ağlar. Cemile'nin kollarına girip sürükleyerek götürdükleri sırada, Kamalı dayanamaz, haykırışı dağlarda yankılanır: "Kızı size teslim ettim, şimdi de sizden geri alıyorum," der.
Ve iki taraf arasında silahlı çatışma çıkar. Kamalı, Cemile'yi ellerinden alıp babasına teslim eder. Bu yüzden Kerimoğlu'yla arası açılır. Bundan böyle artık iki düşmandırlar. Kamalı, uzun zamandır ihmal ettiği anasını özler. Yanma arkadaşlarından Tüysüzü (Nevzat Kığı) alarak anasına el öpmeye gider. Anasının duasını alıp ayrılacakları sırada, evin çevresini zaptiyeler sarar. Kamalı ve Tüysüz, damdan dama atlayarak kaçmayı başarırlar. Kamalı Efe, kardeşi Kara Ali'yi (Remzi Jöntürk) çok sever. Kardeşini babasına benzetmektedir. Ona baktıkça, yıllar önce ölen babasını hatırlar. Ama Kara Ali'nin bir derdi vardır. O da köyün güzel kızlarından Cemile'ye âşıktır. Kamalı gidip, babasından kızı kardeşine ister. Köyde düğün şenliği düzenlenir. Kara Ali mutludur. Cemile'nin ise yüreği yaralıdır. O kardeşini değil, Kamalıyı sevmektedir. Kara Ali, köy meydanında halay çekerken, bir kurşunla vurulur. Düğün kana bulanmıştır. Kara Ali, ağabeyinin kolları arasında can verir. Onu vuran Kerimoğlu'nun adamlarıdır. Kamalı, kardeşinin intikamını almak için dağa çıkar. Adamları dağda tanımadıkları birini bulup efeye getirirler. Bu, on yedi yaşında bir delikanlıdır. Adı da İlyas'tır. İlyas'ın amacı onlara katılıp birlikte düşmanlarına karşı savaşmaktır. Kamalı, kısa bir konuşmadan sonra durumu anlar. İlyas, Cemile'den başkası değildir. Kız, Kamalının yanında olmak için erkek kılığına girip evden kaçmıştır. Kamalının adamları bir imamı yatağından kaldırıp, atla dağa getirirler. Cemileyle Kamalı Efe'nin nikâhları dağda kıyılır. Önce kardeşi, sonra da anası öldürülen İlyas'ın artık Kerimoğlu'yla hesaplaşma zamanı gelmiştir. İki düşman, dağlık bir bölgede karşı karşıya geldiklerinde silahlar konuşur. Çatışma sırasında Kerimoğlu'nun adamları teslim olup Kamalının yanında yer alırlar. Kerimoğlu ölür. Köylüler zalim ağadan kurtulmuşlardır. Ve Kamalı Efe, af çıktıktan sonra dağdan iner. Karısı Cemile'yle yeni bir hayata başlar, çiftçilik yapar, toprağım sürer..